INSTAGRAM

Iste Eskisehir'in guzelligi ❤️🇹🇷🇹🇷 #milliteyze #millitakim #taraftar #zafer#tbtI am so so so happy with her ❤️ 😇 #myangel #bucketlist #onestepdone  #cesme #marinaAdam gibi adamlar 😎 #kardesler #australian #brothersHer daim beraber olmayi kafaya koyduk bi kere 😎😎 #myangel #istanbul #galatakulesi #bucketlist #conquerConquer #istanbul - #kizkulesi with #myangel #bucketlistTakim gibi takim be #muhendislik #next#eskisehir #tbtYildonumunu de kutladik.. ☺ #365gun #mutluyuz (Bucket listden bir madde de gitti kaldi #99 )

Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra,
kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.

-Mustafa Kemal Atatürk

SPOTİFY LİSTE '17

YAZAR KAFE

Bumerang - Yazarkafe

Yak – Tekrar Oku – Yaz #mim

Yak – Tekrar Oku – Yaz #mim
Bu mim’de tüm olay kitapların üzerinden gidiyor sanırım. Pek bir şey anlamasam da cevaplarımızı yazalım bakalım neler çıkacak. Tamamen doğaçlama girişmeyi düşünüyorum. Şuanda aklımda pek bir şey yok hatta okuduğum kitapların sayısı bir elin parmaklarını da geçmiyor :) Benim için seçmesi çok zor olmasa gerek :)

Yak

Bu başlığı pek anlayamadım açıkçası. Direk olarak bir kitabı yakmak mı oluyor ki? Eğer öyleyse kitap felan yakmam ben. Sadece ders kitaplarını yakabilirim. Mesela hazırlık okulunda 200 TL’ye aldığımız kitapları mezun olduğumda yakmayı düşünüyorum. Onun haricinde bir roman, hikâye gibi kitap türlerini yakamam. Sonuçta emek, alın teri var.

Tekrar Oku

Bu başlık için cevabım çok net bir şekilde : Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon. Beni çok kötü sarmıştı. Okumadan duramıyordum. Tekrar okurum açıkçası. Yine aynı heyecanı yaşatır.

Yaz

Tolstoy’un Diriliş adlı kitabında, Nehludov pişman olup Katyuşa’nın peşinden koşması, bütün her şeye rağmen hayatını Katyuşaya adaması güzel ama Katyuşa’nın hikâyenin sonlarına doğru esas oğlana bir pas vermesini beklerdim açıkçası.

Sonuç olarak, güzel bir mim oldu bence. Kısa ve öz. Ne olduğu net şekilde belli olan bir mim. Eyvallah Mustafa canlandırdığın için :)

Büyüdüm mü la ben? {mim}

Büyüdüm mü la ben? {mim}
Takvim yaprakları her geçen gün birer birer düşüyor. Yıllar gittikçe artıyor, yaşlarda öyle, insan bedenide. Tabi yaşlılık kelimesini kullanmak için erken. Geçirilecek onlarca yıl, gün varken ve bunlardan çıkarılacak onlarca tecrübe, anı varken bu kelimeyi kullanmak çok erken abi ya.

Mustafa, bu güzel konuda beni de mimlemiş. Tabi üstümüze düşen görev cevap vermektir. Fakat yazının tarihi biraz gecikti gibi sanki :) Şu sıralar ders yükümün gün geçtikçe artıyor olması ve bununla birlikte ödevlerde de bir artış gözlemlenmesinden dolayı böyle bir gecikme yaşandı. Bir vakit buldum ve hemen aradan çıkarayım dedim :) Neyse, konuya dönecek olursak, acaba biz “ne zaman büyüdük” diyoruz ki?

Bunu söylediğimiz zaman, sorumluluklarımızın arttığı, kendi ayaklarımızın üstüne basmaya çalıştığımız, karar mekanizmamızın artık daha da önem kazandığı bir dönem olduğu konusunda hemfikirizdir. Benim gözümde en önemlisi de ne biliyor musunuz, sağlık sigortası açısından ailenden ayrıldığın vakit benim için büyümüşsündür demektir. Böyle illet bir durum var mı ya :D Ya bir işe girip çalışacaksın ya da gelirin olmadan primlerini yatıracaksın. Bunu başarabilen kişi benim gözümde adam olmuştur :)

Neyse şaka bir yana, zamanla anladım ben büyüdüğümü. Ciddi anlamda iş aramaya ve çalışmaya başladığım zaman, üniversite için başka şehre gittiğim zaman, kamu kurumları ile birebir görüştüğüm ve bütün işlemlerimi kendi başıma hallettiğim zaman, bir banka hesabımın ve bir kredi kartımın olduğu zaman, geleceğimle ilgili kararlarımı alabildiğim zaman ve kendi yaşıtlarımın evlendiği hatta çocuk sahibi olduğunu öğrendiğim zaman herhalde büyüdüm ben dedim :) Bilmem anlatabildim mi...

Fotoğraf: pete rosos | Flickr

Benim için Marka değil Kalite {mim}

Benim için Marka değil Kalite {mim}
Günlük hayatta fazlaca dikkat ettiğimiz bu önemli konuyu bana paslayan Mustafa’ya saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Çok gariptir ki, Mustafa beni “mim” lemeden önce birkaç bloğa bakıyordum. Sonra bu güzel konuyu okuduktan sonra acaba bana gelir mi diye düşünürken, o günün akşamında hemen mimlendik. Zamanlama mükemmel yani :)

Biz Türk’ler, bir ürün alacağımız zaman ilk önce fiyatına sonra markasına bakıyoruz. Tam olarak marka da değil aslında Kaliteli olması daha önceliğimizdir herhalde. Fakat bizim için alacağımız şey hem kaliteli olacak, markalı olacak hem de ucuz olacak :D Bunu bilmeyen, uygulamayan yoktur herhalde. Şahsen bende her zaman bu düşünceyle alışveriş yaparım. Fakat bu düşünceyi de her zaman yapamıyorsun.

Gelelim kullandığım ürünlere:

Giyim

Genelde pantolonlarım hariç diğer kıyafetlerimi defacto’dan alırım. Takıntılı değilimdir, illa defacto olsun demem ama ürünleri kolay kolay solmuyor, hemen renk atmıyor. Bu kriter çok önemli benim için. Son zamanlarda farklı olarak tercih ettiğim marka Colin’s ama her ürünü değil tabikide çünkü çok pahalı. İndirim sezonlarına girdiğimiz zaman belki bir iki parça bir şey alırım o kadar. Takım elbise ve kundura ayakkabılardan nefret ederim.

Ayakkabı konusuna gelirsek, çok fazla ayakta kaldığım için ve fazlaca yürümeyi sevdiğim için her zaman ayağımın rahat edeceği bir ürün almaya çalışıyorum. Belli bir marka takıntım yok hangisi uygun olursa ve görüntüsü hoşuma giderse onu alıyorum.

Teknoloji

Bu alanda normalde Apple ürünlerini tercih etmek isterdim ama fiyatlarına bakınca tercihimi hemen değiştirmek zorunda kalıyorum. Kabul edelim, ürünleri gerçekten pahalı ama adamlar yapınca cidden kaliteli ürün yapıyorlar. Bir Macbook Pro aldığımı düşünürsek kesin en az bi 5 yıl kullanırım. Tek takıntılı olduğum markadır.

Laptop olarak Lenovo Ideapad Z570, Akıllı telefon olarak da Samsung S4 Mini tercih ettim. İkisini de 3,5 yıldır kullanıyorum. Daha tık demediler ve hiç garantiye göndermedim. Bu konuda şanslıyım herhalde :) Biri 8 GB diğeri 32 GB, iki tane Kingston harici belleğim var. Harici disk olarak Western Digital tercih ettim.

Aksesuar

Bu konuda Eskişehir’de ki esnaf sarayına gidip bütün ihtiyacımı karşılıyorum. 10 TL’ye kol saatimi, 2 TL’ye bilekliğimi, 40 TL’ye güneş gözlüğümü, 5 TL’ye parfümlerimi alıyorum, çıkıyorum. Eskişehir de kalite her zaman Esnaf Sarayı’dır. Ötesi yoktur. 4 Katlı bir binası var ve içerisinde aklınıza gelebilecek her şeyin olduğu çok sayıda küçük esnaf var. Binanın da isminin de nereden geldiği de anlaşılmıştır :)

Fotoğraf: Bülent Ovacık | Flickr

Kullandığım telefonların bir listesi {mim}

Kullandığım telefonların bir listesi {mim}
Son zamanlarda kendime ayıracak zaman bulamıyorum gerçekten. Hep bir koşuşturma peşindeyim. Bir etkinlik bitiyor diğeri başlıyor. Ödevlerdi, ders çalışmaydı, kurstu, okuldu derken bi bakıyorum günler hemen bitiyor. Hiç anlamıyorsun valla zamanın nasıl geçtiğini. Eskiden daha netdi herşey. O kadar boş zamanım vardı ki resmen yapacak bir şeyler bulamıyordum . Şimdi tam tersi oldu. Bu seferde boş zaman yaratma konusunda sıkıntılarım var. Fakat üstesinden gelmeye çalışıyorum. Bunun için planlı hareket etmeye çalışıyorum ve bir ajanda alıp, hiç bir ayrıntıyı kaçırmamak için ona not almayı düşünüyorum. İnşallah başarılı olurum da başımın ağrısından kurtulurum.

Bu koşuşturma peşinde koşarken blogumuda tabiki baya boşladım. Baktımda neredeyse 1 aydır yazı girmiyorum. Vay be zaman çok hızlı geçiyor allahtan Mustafa, beni kendi blogunda kullandığı telefonlar konusunda ki makalesinde mim’lemiş. Sayende blogumun varlığını hatırladım be mustafa eyvallah tekardan :) Tabi şimdi bizede gereğini yapmak düşüyor :)

Nokia 3310
Herhalde bu telefonu kullanmayan yoktur. Elbet hepimizin elinden en az 1 kez geçmiştir. Benimde ilk telefonum buydu. İlkokul 5. Sınıftaydım herhalde. Tam olarak da hatırlamıyorum ama öyle bişey anımsıyorum. Telefon o zamanlarda çok güzeldi. 3310’u olan adam kraldı ya resmen. İçindeki yılan oyununa diyecek bişeyim yok resmen bağlısıydım. Rekor kırmak için çok çaba harcıyordum :D



Nokia 3220
Yine ilkokuldaydım. Sanırım 6 veya 7.sınıftaydım. O zaman ben oyun oynarken kolumu kırmıştım ve ameliyat olmam gerekiyordu. Platin takılacaktı. Bende çok korkuyordum ameliyattan. Evet çok basit bir ameliyat ama hep aklımdan bir aksilik çıkarsa o zaman nolcak diyordum. Babamda ameliyata girmem için bir nevi motivasyon olsun diye bu telefonu almıştı. Çok seviyordum yanında ışıkları felan yanıyordu, acayip de titriyordu. Müzikleride güzeldi polifonikdi. İçini dışını incelemek için açarken kendisi hakkı rahmetine kavuşmuştu.


Sony Erricson K750i
Nokia serisini sona erdiren telefon Sony Erricson K750i :) çok hoşuma gidiyordu. Sırf kızılötesi ve bluetooth’u olduğu için almıştım. O zamanlarda müzik ve resim paylaşımı kızılötesinden olduğu için mecburen almıştım. bir de internete giriyordu ama wap üzerinden :) bunu lise 1 veya 2. sınıfta almıştım. Yeni telefon alınca bunu tarihin tozlu raflarına koymak zorunda kaldım :)



Nokia N70
En uzun süre kullandığım telefondu herhalde. Bunuda sırf hafıza kartı takılıyor ve ön kamerası ile 3G konuşma yapılabiliyor diye almıştım ama bir kez bile görüntülü konuşma yapmadım. Akıllı telefona geçince buda tozlu raflara kaldırıldı. Ama bunda bir anım var şerefsizin biri telefonumun imei numarasını kopyalamış. Kendi telefonumun gerçek olduğunu ispatlamam için bir belge gönderdim BTK’ya. O zaman açıldı telefon ama her sim kartta çalışmıyordu. Kullanacağım kartın numarasını önce belge ile bildirmem gerekiyordu ondan sonra o hattı kullanabiliyordum. Şerefsizler !



Samsung S3350 Chat
Akıllı telefon almamak için ve mesaj yazımı kolay olsun diye almıştım ama çok fazla sürmedi kullanmam. Hemen sattım internetten :)



Samsung S3 Mini
Ve en sonunda akıllı telefon kullanmaya bu telefonla başladım. İkinci el almıştım biraz ucuz olsun diye ama bir kaç sorunu vardı. Yandaki açma kapama tuşu biraz sıkıntılıydı ve sisteminde olağandışı bir yavaşlama vardı. Bende fazla elimde tutmak istemedim onuda hemen sattım allahtan alıcısı hemen çıktı ve zarar etmedim :D



Samsun S4 Mini
Yaklaşık 2.5 yıldır kullandığım telefonum. Kendisinden çok fazla memnunum ama şu şarjı 1 gün gitmese daha iyi olacak. Kamerası, uygulamalardaki performansı, ısınması, tasarımı gerçekten tam istediğim gibi telefon :) Herşeyi telefondan yapanlar kervanındayım. Mail, internet sitelerinde dolaşma, takip ettiğim blogları okuma vs vs herşeyi :)


Ne çok telefon kullanmışım. Bir tarih şeridi gibi gözümün önünden geçti. Düşündükçe sayı artıyor en iyisi burda bitirmek..Bir sonraki konularda görüşmek dileği ile hoşçakalın:)