Geçtiğimiz yaz 3 aylığına ingilizce dil kursu için Avustralya’ya Sydney şehrine gitme şansım oldu. Bütün herşeyiyle hazırlanması, gitmesi, gelmesi vs 1 seneyi buldu. Hani hangi aşamalardan geçtiğimi de bu konuda yazmaya çalışacağım ki zorluklara göre sizde önleminizi alın. Bu konuda açıklayıcı olması için hem daha sonra gitmek isteyenler için ön bilgi olur diye Avustralya ve genel yaşam hakkında bir kaç tane makale hazırlamayı düşünüyorum.

OKUL SEÇİMİ

Dil okuluna United Towers şirketi aracılığı ile kayıt oldum. En avantajlısı ve en iyisi ILSC(Sydney) olarak söylendiği için oraya karar verdim ki iyiki de oraya gitmişim. Bir çok milletten insan kendi dillerini değilde sadece İngilizce konuşmaya çalışıyor. Bu konu İngilizce öğrenmek açısından çok önemli. Zaman zaman konuşulsa da başkalarıyla anlaşmak için de mecburen İngilizce konuşma zorunluluğunda kalıyorsun. Neyse, kayıt yaptırdığım zaman okulun belli bir indirimi vardı, aklıma yattı açıkçası ve lokasyon olarak da iyi yerdeydi, oraya kayıt yaptırmaya karar verdim. Okul ücretim toplam 10 haftalık için 3200 AU$ tuttu.

VİZE BAŞVURUSU

Vize aşamasına gelirsek; ben öğrenci vizesi için başvuru yapmadım. Normal turist vizesi olarak başvuru yaptım fakat öğrencilik belgelerimi de verdim. Bi zararı oldu mu derseniz olmadı valla. İşte kendime ait evrakları toplama koşuşturması başlamış oldu. Kamu kuruluşları verecekleri belgeleri Türkçe temin ettiler. Fakat anlaştığım şirket bütün belgelerin İngilizce olması gerektiğini söyledi. Bu konunun ne kadar doğru ne kadar yanlış orasını hala bilmiyorum. Başka gidenler ise ben bazılarını Türkçe olarak gönderdim hiç bir sıkıntı çıkmadı. Bir kaç gün içerisinde de vizem onaylandı dediler. Valla bu konuda onların yalancısıyım. Bu arada Avustralya Konsolosluğu bizzat başvuru olayını kaldırmış yani Ankara'da ki Konsolosluğa gitme durumu yok. Bazı internet sitesinde hala gidilmesi gerektiği yazılıyor. Dikkat edin. Onun yerine başvuruları Online olarak başvuru yapılıyor. Bende öyle yaptım zaten. Bütün belgeleri yükledik. Vize ücretini de kredi kartımdan çektik. 135 AU$'dı en son. Güncel vize türlerinin ücretlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Benim sonuç, 2 gün sonra maile Onaylandı maili geldi. Vize olayı da bu kadar sırada uçak bileti ve oradaki konuları diğer makaleden okuyabilirsiniz.. Eğer yardımcı olunacak bir konu olursa çekinmeden söyleyin baya profesyoneli, piiri oldum valla. Yardımcı olurum :)

Vakitsiz gelen bir hediyeye ne kadar sevinirsiniz? Ben istemsiz bir şekilde saçma saçma konuşup, ne diyeceğimi bilemem pek. Hele ki bir de en sevdiğin bir şey ise o zaman daha fazla sevinir insan. Bu olayın adı herkesin malumu sürpriz oluyor.

Habersiz, hiç beklemediğin bir zamanda aniden çıkan şeyler insanı mutlu eder. İyi anlamdaki şeyler. Daha doğrusu beni acayip mutlu ediyor. Peki, hayatınız olacak kişi ile karşılaşmanız bu şekilde olduğunu düşünün? Vakitsiz, hiç düşünmediğiniz zamanda ve mekânda. Bu durumda tepkiniz ne olurdu?

Yaklaşık 4 ay önce o kişi bana sürpriz bir şekilde hiç beklemediğim bir zamanda çat diye çıka geldi hayatıma. Kafamda böyle bir şey olmamasına rağmen hani derler ya ilk görüşte âşık olursunuz, heh o durumu bizzat yaşadım sanırım.

İlk gördüğüm zaman ki hissettiğim duyguları tarif edemiyorum. Daha önce karşılaşmadığım cinstendi. Yukarıda bahsettiğim hareketleri istemsiz bir şekilde yaptım diyebilirim. Hiç bilmediğim duyguları daha yoğun hissetmeye başladım. Mesela, bütün hayatımı onunla geçireceğim düşüncesi hiç yokken oluşuverdi. Tabi, emin olmam lazımdı. Zaman ilerledikçe, konuştukça duygularımı, ona karşı hissettiklerimi, onun ne kadar doğru bir insan olduğunu da gördüm. Bu kadar kısa zamanda nasıl emin olabiliyorsun bu derece önemli bir olayda diyebilirsiniz ama gerçekten bu şekilde yoğun şeyler hissediyorsanız o doğru insandır dersiniz. Biraz daha ileriye götürerek, hani nasıl birisini hayal edersiniz diye sorsalar onun özelliklerini sayarım. Tuhaf. Bazen inanamıyorum. “Acaba hissettiklerim gerçek mi” diye soruyorum kendime. Cevabını öğrenmek için ise sadece pencereden kafamı uzatıp derin bir nefes almam yeterli oluyor. O zaman anlıyorum işte gerçek olduğunu.

Bildiğiniz üzere Paypal Türkiye’den çekilme kararı aldı. Nedeni ise açıklamalara göre “ünlü ödeme servisinin Türkiye kanunlarına uymadığı gerekçesiyle iznin verilmediğini belirtti. Çalışmaya devam edebilmesi için sistemlerini Türkiye’ye taşıması istenen PayPal’ın bu isteğe sıcak bakmadığını ve bu nedenle çekilme kararı aldıklarını dile getirdi” denilmiş.

Çekilmeleri isabet oldu. Çünkü geçenlerde başıma gelen hatanın sorumluluğunu üstlenmeyip derdini ben çektim.

Paypal üzerinden uçak bileti alayım dedim. Demez olaydım. Hesabımın bakiyesi sıfırdır normalde pek paypalı kullanmam. O yüzden sistemde kayıtlı bir kartım yoktu. Önce,  işlem yapacağım için kartımı sisteme kayıt ettim. Alışverişi gerçekleştirdim ve normal koşullarda ücreti kartımdan direk olarak çekmesi gerekirken sistemlerinin hatası nedeniyle(bana söylenen bu) gidip benim paypal bakiyemden çekti. Yani işlem olduğu sırada ücret kartımdan değil bizzat paypaldan çekilmiş oldu. Bu durumda paypala borçlu olarak gözüktüm eksi bakiyeden dolayı.

Eksi bakiyeden dolayı hesabım geçici süreyle donduruldu. Paypal benden yaptığım işlemi kanıtlamamı istedi. Bunun için istedikleri kimlik fotokopilerini, kart ekstresini vs. hepsini gönderdim. 3-4 gün sonra inceleme bittiği bildirildi ve hesabım normale döndü. Daha öncesinde zaten bankadan işlemi onaylamıştım. Buraya kadar her şey normal, eksi bakiye haricinde.

Bu eksi bakiyemi nasıl düzeltebilirim diye aradığımda önce kartımdan bakiyeyi transfer etmem gerektiğini söylediler ama orada da bir sıkıntı oluştu. Tüm bakiyeyi transfer edip hesabımı sıfırlayamıyorum. Neymiş sistemleri buna izin vermiyormuş. Saçmalığa bakın. Yani -30 TL bakiyem olsun. Ben gidip 30 TL transfer edip sıfırlayamıyorum. Fakat 20-22 veya 25 TL gibi bir ücret transfer edebiliyorum. Sonuç olarak hesabımı sıfırlayamıyorum. Her türlü borçlu gözüküyorum.

Sıfırlamam için bana İngiltere’deki muhasebe departmanın numarasını iletip durdular. Burayı arayıp, kartınızın bilgilerini söyleyerek düzeltebilirsiniz dediler. Yani benden kartımın bilgilerini "üçüncü kişiye" söylememi istediler. Böyle bir saçmalık olamaz. Müşteri hizmetleri yetkilisi böyle söyledi bundan başka da yapılacak bir şey olmadığını dedi. Şaka gibi. Şu işe bakın hem suçlular hem de nerede kaldı gizlilikleri? Birde müşteri temsilcisi bana diyor ki onlarda bizim çalışanımız neden güvenmiyorsunuz. Dedim ki, sen hesabının olduğu bankanın müşteri hizmetlerinden birisine kartınızın bilgilerini veriyor musun? bunun onunla alakası yok diyor laf kalabalığı yapıyor. Bunu duyunca zaten iyice çıldırdım. Her neyse sonuç olarak ben hiçbir yeri aramam da bilgilerimi de vermem dedim. Çözüm yolu olarak her aradığımda bana başka şekilde düzeltme imkanı yok, tek yol bu diyip durdular. Bu sadece bana yönelik bir şey değilmiş, benim dışımda bir çok kişi arayıp işlemlerini bu şekilde yapmışlar. Bi ara iyice sinirlenip sövme noktasına geldiydim, zor tuttum.

Bu sırada da hem bankamı arıyorum hem paypal ile konuşuyorum. Ne tarafta hata olduğunu BEN çözmeye çalışıyorum. Her gün en az 1-2 saat görüşmüşlüğüm oluyordu. Bunların geri dönüş yapacağı yok diyerek bakiyemin büyük kısmını kartımdan aktardım. Az bir kısmını ise başka bir paypal hesabından aktarıp eksi bakiyemi düzelttim. Fazladan az bir bakiyem arttı. Kalanı da içeride tek kuruş bırakmam diyerek onuda LÖSEV’e bağışladım :D

Bütün bu olaylar ışığında Türkiye'den çekilmeleri isabet oldu diyebilirim. En çok güvendiğimiz ödeme sisteminin gizlilik hakkındaki uygulamasını da görmüş olduk böylece.

Tüm bu olanlardan sonra siz siz olun paypalı kullanmaya yanaşmayın/kullandırtmayın. Zaten bundan sonra da Türkiye olarak kullanamayacağız.

Bu mim’de tüm olay kitapların üzerinden gidiyor sanırım. Pek bir şey anlamasam da cevaplarımızı yazalım bakalım neler çıkacak. Tamamen doğaçlama girişmeyi düşünüyorum. Şuanda aklımda pek bir şey yok hatta okuduğum kitapların sayısı bir elin parmaklarını da geçmiyor :) Benim için seçmesi çok zor olmasa gerek :)

Yak

Bu başlığı pek anlayamadım açıkçası. Direk olarak bir kitabı yakmak mı oluyor ki? Eğer öyleyse kitap felan yakmam ben. Sadece ders kitaplarını yakabilirim. Mesela hazırlık okulunda 200 TL’ye aldığımız kitapları mezun olduğumda yakmayı düşünüyorum. Onun haricinde bir roman, hikâye gibi kitap türlerini yakamam. Sonuçta emek, alın teri var.

Tekrar Oku

Bu başlık için cevabım çok net bir şekilde : Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon. Beni çok kötü sarmıştı. Okumadan duramıyordum. Tekrar okurum açıkçası. Yine aynı heyecanı yaşatır.

Yaz

Tolstoy’un Diriliş adlı kitabında, Nehludov pişman olup Katyuşa’nın peşinden koşması, bütün her şeye rağmen hayatını Katyuşaya adaması güzel ama Katyuşa’nın hikâyenin sonlarına doğru esas oğlana bir pas vermesini beklerdim açıkçası.

Sonuç olarak, güzel bir mim oldu bence. Kısa ve öz. Ne olduğu net şekilde belli olan bir mim. Eyvallah Mustafa canlandırdığın için :)