İki gündür aklımda bir şeyler var ama bunları nedense kelimelere dökemiyorum. Gayret ediyorum bir şeyler karalayım, biraz rahatlarım diyorum yok 3 cümle yazıp kaydedip kapatıyorum bilgisayarı. Tekrar açıyorum bakıyorum acaba daha fazla yazabilir miyim diye bakıyorum yok abi çıkmıyor. Zaten önceki yazdıklarımı da siliyorum. Biraz rahat bıraktım kendimi hayatın akışına bıraktım günlük rutin işleri yapmaya başladım biraz daha kafam rahatladı diyebilirim. En azından iki kelimeyi bir araya getirmeye başladım :) sanki kafamda düşünceler paradoksu oluştu hiç alakasız konuları birbirine bağlamaya çalışıyorum. Nedenlerini ve sonuçlarını düşünüyorum. Kendime de kızıyorum hani neden düz yol varken neden kavisli virajlı yola giriyorsun ki diye söylendiğim zamanlarda oldu :)

Benim burada daha çok değinmek istediğim noktalardan birisi insanın sorgulama yetisini kullanamaması, diğeri neden/sonuç ilişkisini ortaya koyamaması. İki konu belki de insanların belirleyici özellikleridir. Daha fazla sorgulayan daha fazla merak eden daha iyi neden/sonuç ilişkisini kuranlar daha başarılıdır. Sakın yanlış anlaşılmasın psikologlar gibi ahkâm kesmiyorum. Ben sadece gözlemlerim doğrultusunda bloğumda paylaşıyorum. Sonuçta kişisel blog :) neyse merak etmek iyidir güzeldir sözünü karşılaştığınız her insan söyler doğruda bu ama asıl nokta merak edip sorguladığımız şeyleri kanıtlanabilirliği var mı? Felsefik açıdan bakmıyorum yani basit bir örnek verecek olursam Edison’u herkes ampulün icadından dolayı daha çok biliyor fakat karşılaştığınız bir yazıda Nikola Tesla’nın ismini okuyup geçmek yerine, merak edip araştırma yapıldığı zaman aslında Nikola Tesla’nın Thomas Edison dan daha iyi olduğunu görebiliyoruz. Acaba doğru mu diye sorgulayarak çeşitli kaynaklardan doğru bilgiyi öğrenilebilir.

Yukarıda anlattığım iyi yönü fakat bana göre birde kötü yönü var. Yaşadığın hayatı, felsefe açısından dini ve yaşamı sorgulamaya başladığın zaman sana yetmemeye başlayacaktır, Avrupa yakasındaki burhan altıntop karakterinin “aslında ben yoğum yoğ beyninde canlandırdığın bir ben var ve onunla konuşuyorsun şuanda” repliğindeki olay gibi. Her şeyi birbirine karıştırmadan din ise din, bilim ise bilim, yaşam ise yaşam gibi olmalı bana göre. Yeni bir bilgi için sorgulamak evet, şizofrenik açıdan sorgulamağa hayır diyebilirim :)

Çok felsefik oldu sanırım. Hiç de anlamam ama gerçekten yazmam gerekiyordu çünkü aklımda kalacağına bloğumda kalması daha iyidir. Güzel de söz oldu bu aklımda kalacağına bloğumda kalsın yaz tweet metionla gönder 99999 fav, 88888 RT kesin :D

Bir sonraki konuda görüşmek üzere :)